Etiketler

, , , ,

15 Nisan 2012 tarihli Köşe Yazısında Kemâl Kılıçtaroğlu için yazdığı ve “lider” olmanın öncelikle neler olması gerektiğini yazdığı yazısının bir bölümünde şunları yazıyordu Ahmet Hakan:

“BİR LİDER OLARAK…

* Radikal bir çıkış yapabilme cesaretinden yoksunsan…

* Taktikler ve stratejiler geliştiremiyorsan…

* Osman Ulagay’ın dediği gibi, ‘topluma umut verecek büyük bir hikâye’ye sahip değilsen…
* Gündemi tayin etme yetisinden yoksunsan…
* Rakibinin sana sunduğu dar alanda kısa paslaşmalarla ömür tüketiyorsan…
* Resmi tarih, tek parti dönemi, darbeler, din sorunu, Kürt sorunu gibi konularda esaslı yaklaşımlar ortaya koyamıyorsan…
* Kendi tabanını dönüştürme azim ve yeteneğine sahip değilsen…
* Bir gelecek hayali kurduramıyorsan…
* Hep gol yiyor, bir türlü gol atamıyorsan…
* İki ileri bir geri adımlar atıyorsan…
* Ezberleri bozmuyorsan…
* Şaşırtmıyorsan…
* Muhataplarını ve rakiplerini afallatmıyorsan…
* Eldeki mevcudu kaybetmeme ürkekliğiyle daha büyük bir mevcudiyete yelken açamıyorsan…
* Yüzleşmiyorsan…
* Gerektiğinde en dibe vurmayı göze alamıyorsan…
İstediğin kadar dürüst ol, istediğin kadar tahammüllü ol, istediğin kadar cana yakın ol, istediğin kadar bağışlayıcı ol, istediğin kadar mütevazı ol, istediğin kadar vicdanlı ol, istediğin kadar kibar ol, istediğin kadar anlayışlı ol…
Bunun toplumda zerre kadar karşılığı olmaz.”

Evet, yerden-göğe kadar haklı…Bütün bunları Kılıçdaroğlu için yazmıştı ama konu Sosyal Demokrasi ve Sosyalistlerse, siyaset tarihimizin en naif, en dürüst ve en lekesiz lideri rahmetli Ecevit için de geçerli bu sözler. “Kara Oğlan” ve “Umut” olduğu en iyi döneminde dahi risk almayı beceremeyen ve sevmeyen, “eldeki mevcudu kaybetmeme ürkekliğiyle daha büyük bir mevcudiyete yelken açamayan” biriydi rahmetli.

O’nun dönemi maalesef yoklukların, kuyrukların ve baş döndürücü enflasyonun olduğu dönemlerdi. En son 2001 kriziyle son vedasını yapmış ve risk alacağına borç almış; onu da bulamadığı günleri yaşamış, “2 ay sonrasının memur maaşlarını verecek gücümüz kalmadı” itirafında bulunmuş ve borç aldıklarından “Emir Alan” başbakanlar arasına katılarak efendisinin karşısındaki “poz” ile hafızalarımızda yer etmişti. Bu manzara iflas eden Yunanistan Başbakanının borç aldığı Alman lider Merkel karşısındaki duruşuyla aynıydı ve daha dün gibi taze hafızalarımızda…

Hey gidi günler, neredeeeeen nereye diyerek şükrediyor ve bize bugünleri yaşatan kadrolara dualar gönderiyoruz…

Evet, “Risk almayan borç alır, borç alan da emir.” Köle psikolojisine mahkumsan, efendin karşısında iki büklüm ve mahcup olursun. Tarihten gelen misyonunu yerine getirir ve kendi gücünü hissettirirsen saygı görürsün. Nasıl mı? İşte böyle…

Selamla….

Doğan TOPGÜL

@dogantopgul (on twitter)